Hozier – Take Me To Church İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi. My lover’s got humor – Sevgilimin esprisi var. She’s the giggle at a funeral – O bir cenazede kıkırdıyor Knows everybody’s disapproval – Herkesin onaylamadığını biliyor I should’ve worshipped her sooner – Ona daha önce ibadet etmeliydim. If the heavens ever did speak – Eğer gökler konuşsaydı She’s the last true mouthpiece – O son gerçek ağızlık Every sunday’s gettin’ more bleak – Her pazar daha kasvetli oluyor A fresh poison each week – Her hafta taze bir zehir We were born sick – Hasta doğduk You heard them say it – Dediklerini duydun bunu. My church offers no absolutes – Kilisem hiçbir mutlaklık sunmuyor She tells me, worship in the bedroom – Bana yatak odasında ibadet ettiğini söylüyor. The only heaven I’ll be sent to – Göndereceğim tek cennet Is when I’m alone with you – Seninle yalnız olduğum zaman I was born sick, but I love it – Ben hasta doğdum, ama onu seviyorum Command me to be well – Komut iyi olmamı A-a-a-a, amen, amen, amen – A-A-A-A, Amin, Amin, Amin. Moladan da iyi dönen Efes, 2:18 kala Beaubois'dan şarkı bulduğu üç sayılık basketle farkı çift hanelere çıkardı: 13-23.
Bu da ilginizi çekebilir: 51 2 a ceza maddesiveya casino bern restaurant
Mobil odeme ile bahis, seabahis - gerçek paralı oyunlar
Take me to church – Beni kiliseye götür I’ll worship like a dog at the shrine of your lies – Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim I’ll tell you my sins and you can sharpen your knife – Sana günahlarımı anlatacağım ve bıçağını keskinleştirebilirsin Offer me that deathless death – Bana bu ölümsüz ölümü teklif et Oh good God, let me give you my life – Aman Tanrım, sana hayatımı vereyim. If I’m a pagan of the good times – Eğer iyi zamanların putperestiysem My lover’s the sunlight – Sevgilim güneş ışığı Keep the Goddess on my side – Tanrıçayı yanımda tut. She demands a sacrifice – Bir fedakarlık talep ediyor To drain the whole sea – Tüm Denizi boşaltmak hozier take me to church şarkı sözleri için Get something shiny – Parlak bir şey al. Something meaty for the main course – Ana yemek için etli bir şey That’s a fine looking high horse – Bu güzel görünümlü uzun boylu bir at What you got in the stable? – Ahırda ne var? We’ve a lot of starving faithful – Açlıktan ölen bir sürü sadık kaldık That looks tasty – Bu lezzetli görünüyor That looks plenty – Bu çok fazla görünüyor This is hungry work – Bu aç bir iş. Take me to church – Beni kiliseye götür I’ll worship like a dog at the shrine of your lies – Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim I’ll tell you my sins so you can sharpen your knife – Sana günahlarımı anlatacağım, böylece bıçağını keskinleştirebilirsin Offer me my deathless death – Bana ölümsüz ölümümü teklif et Oh good God, let me give you my life – Aman Tanrım, sana hayatımı vereyim. Take me to church – Beni kiliseye götür I’ll worship like a dog at the shrine of your lies – Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim I’ll tell you my sins so you can sharpen your knife – Sana günahlarımı anlatacağım, böylece bıçağını keskinleştirebilirsin Offer me my deathless death – Bana ölümsüz ölümümü teklif et Oh good God, let me give you my life – Aman Tanrım, sana hayatımı vereyim. No masters or kings when the ritual begins – Ritüel başladığında ne efendiler ne de krallar There is no sweeter innocence than our gentle sin – Nazik günahımızdan daha tatlı bir masumiyet yoktur In the madness and soil of that sad earthly scene – Bu hüzünlü dünyevi sahnenin çılgınlığı ve topraklarında Only then I am human – Ancak o zaman ben insanım Only then I am clean – Ancak o zaman temizim. Oh, oh, amen, amen, amen – Oh, oh, Amin, Amin, Amin. Ben bu cihana sığmazam 9. bölüm full izle.
Take me to church Beni kiliseye götür I’ll worship like a dog at the shrine of your lies Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim I’ll tell you my sins and you can sharpen your knife Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil Offer me that deathless death O Ölümsüz ölümü teklif et Good God, let me give you my life İyi tanrı hayatımı vereyim sana. Hozier – Take Me To Church İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi. My lover’s got humor – Sevgilimin esprisi var.
Mayıs ayı için vawada promosyon kodu.
Aldığı burs parası henüz ayın ortasında bitmekte, ardından ise Sarayburnuna giderek balık tutar ve karnını doyururdu. Aşağı Gureba’da cerrahi, Yukarı Gureba’da dahiliye, Haseki’de ise kadın doğum stajı yapmıştır. O dönemde maddi sıkıntısı da olduğu için bir hocası ona ek iş olarak ağır ve yatalak hastaların bakımı işini bulmuştur. Ancak hastaların altlarını almak ve değiştirmek o dönemde onun için işin en zor yanlarından birisi olmuştur. Cüneyt Arkın Evlilik ve Aile Hayatı, Çocukları; O yıllarda Eskişehir Uçak Fabrikası’nda tabip asteğmen olarak askerlik görevini yapmıştır. O arada Halit Refiğ, Cüneyt Arkın’ın bulunduğu yerde Şafak Bekçileri adlı filmin çekimini gerçekleştirmekte idi. Orada, Leyla Sayar, Nilüfer Aydan ve Göksel Arsoy gibi ünlü isimler ile tanışmıştır. Daha sonra İstanbul’a gittiğinde Halit Refiğ kendisine Gurbet Kuşları filminde yer alması için oyunculuk teklifinde bulunmuştur. Ancak gönlünde Karacaoğlan gibi bir filmde oynamak yatmaktadır. Bunun için Suat Yalaz’ın yanına gider, ancak tipin bu rol için uygun değil, sert bir film cevabı alır. Bu sözler üzerine ölüme meydan okurcasına bu rol için çalışır. Hatta vücudunda yaralanmadık yeri kalmaz, günümüzde ise hiç kimsede kendisinin gibi bir omurilik olmadığını, omuriliğinin zigzaklı olduğunu aktarmıştır. Toplam 33 kemiğinin bu filmlerin izini taşıdığını, bir filmde altıncı kattan atladığını, gerdikleri brandanın parçalandığı ve yere çakıldığını anlatan Arkın’ın bu olayda gözü şişer, eli parçalanır. Parande atarken beli sakatlanır bel fıtığı olur, sol ayağı kırılır. Mobil odeme ile bahis.She demands a sacrifice – Bir fedakarlık talep ediyor To drain the whole sea – Tüm Denizi boşaltmak için Get something shiny – Parlak bir şey al. Something meaty for the main course – Ana yemek için etli bir şey That’s a fine looking high horse – Bu güzel görünümlü uzun boylu bir at What you got in the stable? – Ahırda ne var? We’ve a lot of starving faithful – Açlıktan ölen bir sürü sadık kaldık That looks tasty – Bu lezzetli görünüyor That looks plenty – Bu çok fazla görünüyor This is hungry work – Bu aç bir iş. Yapılacak şarkı iş değil. Eskişehir li olan şarkı sanatçı, 23 yaşında sinemaya başlamış, 40 yıl içinde 400'den fazla film çekmişti.
Makaleyi okudunuz "hozier take me to church şarkı sözleri"
Makale etiketleri: Czech casino